Başkan Donald Trump’ın kapsamlı yeni gümrük tarifeleri, birçok kilit müttefikten hızlı ve güçlü tepkiler aldı. Ülkeler, tam kapsamlı bir ticaret savaşını önlemek amacıyla ya karşı önlemler sinyali veriyor ya da acil müzakere çağrısı yapıyor.

Birleşik Krallık'ta İş ve Ticaret Bakanı Jonathan Reynolds, ABD’nin İngiltere’den ithalata %10 oranında vergi getirmesine karşılık olarak, hükümetinin “harekete geçmekte tereddüt etmeyeceğini” ve “elinde birçok araç” bulunduğunu söyledi. “Kimse bir ticaret savaşı istemez... ancak hiçbir şey masadan kalkmış değil,” diyen Reynolds, İngiltere'nin ABD ile adil bir ekonomik anlaşma yapma hedefini yineledi.

Kanada Başbakanı Mark Carney de kararlı bir açıklama yaptı ve bu tarifelere karşı önlemlerle mücadele edeceklerini belirtti. “Bu tarifelere karşı... kararlılıkla ve güçle savaşacağız,” diyen Carney, otomobil, çelik, alüminyum ve stratejik sektörlerdeki (ilaç, yarı iletken) vergilerin küresel ticareti büyük ölçüde etkileyeceğini vurguladı.

Çin Ticaret Bakanlığı en sert açıklamalardan birini yaptı ve ABD’yi “tek taraflı önlemleri derhal geri çekmeye” çağırdı. Bakanlık, %34 oranındaki yeni tarifelerin — mevcut %20 tarifeye ek olarak — küresel ekonomik istikrar için ciddi bir tehdit oluşturduğunu belirterek “kararlı karşı önlemler” alacaklarını duyurdu.

Avrupa’dan da tepki geldi. Norveç Ticaret Bakanı Cecilie Myrseth, bu vergileri “küresel ekonomi için ciddi” olarak nitelendirdi ve AB ile güçlü ticari bağlara sahip Norveç’in de etkileneceğini söyledi. İsviçre Cumhurbaşkanı Karin Keller-Sutter, Federal Konsey’in sonraki adımları incelediğini ve ülkenin uzun vadeli ekonomik çıkarlarını ve uluslararası ticaret hukukunu savunacağını belirtti. İsveç Başbakanı Ulf Kristersson ise İsveç’in “serbest ticaret ve uluslararası iş birliği” için mücadele etmeye devam edeceğini söyledi.

Trump’ın “Kurtuluş Günü” ticaret politikası kapsamında devreye aldığı tarifelerin otomobil ve stratejik sektörleri hedef alması, küresel çapta artan ticaret gerilimlerine işaret ediyor. Etkilenen ülkeler artık savunma ve misilleme stratejileri geliştirirken, bir yandan da iş birliği çağrılarını sürdürüyor.