Türkiye Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Salı günü yaptığı açıklamada, ABD Başkanı Donald Trump’ın küresel tarifelerinin yol açtığı piyasa belirsizliğinin, Türkiye’yi diğer gelişmekte olan ekonomilere kıyasla daha istikrarlı bir seçenek olarak öne çıkarabileceğini söyledi.

Financial Times’a verdiği röportajda Şimşek, “Tüm bunlar nispeten yapıcı. Toz duman dağıldığında, Türkiye’nin yatırımcıların gözünde Asya’daki ve diğer yerlerdeki sorunlu gelişmekte olan ekonomilerden olumlu şekilde ayrışabileceğini umuyor ve buna inanıyoruz,” dedi.

Şimşek, Türkiye ekonomisinin ABD'nin uyguladığı tarifelerden görece olarak korunduğunu vurguladı. Türkiye’nin dış ticaretinin %80’inin serbest ticaret anlaşması yaptığı ülkelerle gerçekleştiğini belirten Şimşek, bu sayede Washington’un saldırgan ticaret politikalarına doğrudan maruziyetin azaldığını söyledi.

İç politikaya bağlı türbülansların “büyük ama kısa süreli etkisi” olduğunu kabul eden Şimşek, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasını örnek gösterdi. Ancak mevcut belirsizliğin tarifeler kaynaklı olduğunu ve Türkiye'nin “kırılganlığının çok da kötü olmadığını” belirtti.

Şimşek, büyümenin biraz yavaşlaması gerekse bile temel ekonomik göstergelerin sağlam olduğunu ve yatırımcıların Türkiye’yi daha yüksek risk taşıyan diğer gelişmekte olan piyasalara kıyasla daha olumlu değerlendirebileceğini ifade etti.

Bu açıklamalar, küresel yatırımcıların Başkan Trump’ın tarifeye dayalı ekonomik gündeminin etkilerini değerlendirdiği bir döneme denk geliyor. Pek çok ülke dalgalanmalara hazırlıklı olmaya çalışırken, Türkiye çeşitlendirilmiş ticaret ortaklıkları ve pragmatik mali duruşuyla görece dirençli bir ekonomi olarak kendini konumlandırıyor.

Şimşek’in sözleri, Türkiye’nin mevcut ekonomik türbülanstan göreceli olarak avantajlı bir konumda çıkabileceğini gösteren stratejik bir iyimserliği yansıtıyor. Bu, özellikle siyasi istikrarın korunması ve ticaret ilişkilerinin etkin biçimde değerlendirilmesiyle mümkün olabilir.