Yayınlanma Tarihi: 12.04.2025 18:27 / Dünya Haberleri

Trump Okyanus Metallerini Stoklamayı Planlıyor

Trump Okyanus Metallerini Stoklamayı Planlıyor

Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Donald Trump, Financial Times'ın Cumartesi günkü haberine göre, Pasifik Okyanusu’ndan çıkarılacak metallerin stoklanmasını onaylamak için yürütme adımları atmaya hazırlanıyor. Söz konusu metaller – nikel, kobalt, bakır ve manganez – batarya üretimi ve diğer yüksek talep gören teknolojilerde hayati önem taşıyor.

Konuyla ilgili kaynaklar, bu girişimin, kritik mineral tedarikini güvence altına almak ve Çin ihracatına olan bağımlılığı azaltmak amacıyla daha geniş kapsamlı bir stratejinin parçası olduğunu belirtiyor. Bu hamle, Washington ile Pekin arasında artan ticaret gerilimlerinin ortasında geliyor; iki ülke de yakın zamanda birbirlerinin ihracatına %125 gümrük vergisi uygulamaya başladı.

Trump yönetimi, Çin ile teknoloji ve kaynak hâkimiyeti konusunda artan rekabet göz önüne alındığında, deniz altı madenciliğini stratejik bir zorunluluk olarak görüyor. ABD, bu okyanus kaynaklarına erişimi artırarak, özellikle temiz enerji ve savunma uygulamaları için gerekli üretim sektörlerinde yerli tedarik zincirini güçlendirmeyi hedefliyor.

Bu çabalar, daha önce ABD’nin Grönland’ı satın alma girişiminin ardında yatan nedenin adanın işlenmemiş maden rezervleri olabileceği yönündeki spekülasyonları da yeniden gündeme getirdi. Gözlemciler, bu tür kaynaklara erişimin, uzun vadeli jeopolitik ve ekonomik bağımsızlık için anahtar olabileceğini belirtiyor.

Derin deniz madenciliğinin olası çevresel etkileri küresel çapta endişe yaratmaya devam ederken, Trump yönetimi bu girişimi ulusal güvenlik ve ekonomik rekabetçilik çerçevesinde değerlendiriyor. Henüz resmi bir açıklama yapılmadı, ancak içeriden kaynaklara göre yürütme adımlarının önümüzdeki haftalarda açıklanması bekleniyor.

Bu gelişme, ABD-Çin ticaret savaşında bir başka gerilim noktası oluştururken, Trump yönetiminin Amerikan kaynak stratejisini geleceğe göre yeniden şekillendirme niyetini de ortaya koyuyor. Ekonomik ve çevresel risklerin arttığı bir ortamda, planın hem siyasi hem uluslararası çevrelerde tartışmalara yol açması bekleniyor.