Yayınlanma Tarihi: 23.04.2025 13:36 / Dünya Haberleri

Trump, Barış Görüşmeleri Ortasında Kırım Anlaşmasını Değerlendiriyor

Trump, Barış Görüşmeleri Ortasında Kırım Anlaşmasını Değerlendiriyor

Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Donald Trump’ın yönetimi, Rusya’nın Kırım üzerindeki egemenliğini tanımayı teklif eden ve karşılığında Ukrayna’dan çekilme ile ateşkes içeren tartışmalı bir planı değerlendirmektedir. Bu fikir, şu anda Londra’da düzenlenen Ukrayna Zirvesi’nde Avrupalı ve Ukraynalı yetkililer tarafından daha geniş bir barış anlaşmasının şartları kapsamında görüşülmektedir.

The Washington Post’un haberine göre bu öneri, Trump tarafından ilk olarak ortaya atıldı ve bu ayın başlarında Paris’te düzenlenen bir zirvede Ukraynalı temsilcilere sunuldu. Buna göre ABD, Kırım’ı resmen Rus toprağı olarak tanıyacak ve yaptırımları kaldıracak; karşılığında Moskova askeri operasyonlarına son verecek ve Ukrayna’daki tartışmalı bölgelerden çekilecekti.

Bu gelişmelerle eş zamanlı olarak, Financial Times’a göre Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin de savaşı mevcut cephe hatlarında durdurmaya açık olduğunu ifade etti. Orta Doğu özel temsilcisi Steve Witkoff ile yaptığı görüşmede, Rusya'nın dört kısmen işgal altındaki Ukrayna bölgesinden vazgeçmeye hazır olabileceğini ima etti; yeter ki Kırım resmi olarak Rusya'nın bir parçası olarak tanınsın.

Plan bazıları tarafından makul bir barış yolu olarak görülürken, Avrupalı yetkililer bu anlaşmanın Rusya’yı daha fazla toprak talebine teşvik edebileceğinden endişeli. Bir Avrupa yetkilisi, “Şu anda Kiev'e, Trump zafer ilan edebilsin diye bazı şeylerden vazgeçmesi yönünde büyük baskı var,” dedi.

Ukrayna'nın müttefikleri ise, Kiev’in toprak tavizinde bulunması halinde finansal destek ve uzun vadeli güvenlik garantileri sağlanmasını talep etmektedir. Bu öneri, Ukrayna’nın egemenliğini yeniden tanımlayabilecek ve bölgesel güç dengelerini değiştirebilecek kapsamda önemli bir adım olarak değerlendirilmektedir.

Önerilen barış girişimi, Trump’ın Ukrayna savaşını sona erdirme yaklaşımında önemli bir dönüm noktasına işaret ediyor. Yönetimin, doğrudan müzakere ve diplomatik pazarlık yoluyla çözüm bulma isteğini ortaya koyuyor. Ancak bu planın uygulanabilirliği, uluslararası camianın maliyet ve sonuçlar üzerindeki tartışmalarıyla belirsizliğini koruyor.